Orman Yangınlarına Karşı Neler Yapabiliriz?

Orman yangınları doğal afetler arasında görüldüğü için kimi zaman önlemenin bir yolu olmadığı düşünülüyor. Oysa orman yangınlarının çoğu insan kaynaklı sebeplerden dolayı çıkıyor. Doğal olarak gelişen orman yangınlarını dahi alacağımız önlemlerle engelleyebiliriz en azından yayılma hızını yavaşlatabiliriz. 

servi ağacı yaprağı

Günümüzde orman yangınlarıyla mücadele yapılan hataların başında önleme değil yangın söndürmeye yatırım yapmak geliyor. Oysa yangın söndürmek için alınan / kiralanan helikopterlerden çok daha düşük maliyetle yangının yayılmasını engelleyecek önlemler alabiliriz. Alabileceğimiz önlemlerin en başında tabii ki hem köyde yaşayanları hem de ormanlara yakın üretim yapanları bilinçlendirmek geliyor. 

Orman Yangınlarına Karşı Hangi Önlemler Alınabilir?

Ülkemizde tarım alanlarının konumlandırılması ve orman yangınları arasında önemli bir ilişki bulunuyor. Bu nedenle ormana yakın yerlerde tarım yapan kişilerin orman yangınları ve yangına karşı alınabilecek önlemler konusunda eğitilmesi çok önemli bir hâle geliyor. Ancak ülkemizde Orman Bakanlığının çiftçilere yangın konusunda pek bir eğitim verdiğini söyleyemeyiz. Ama bir çiftçi yangına sebep olursa ondan bu yangının hesabı sorulabiliyor. 

Ormana yakın alanlarda tarım arazisi olanların bilmesi gereken en önemli bilgilerden biri tarım alanı ve orman arasında mesafe bırakmak. Bunun için tarım ile orman arazilerinin arasında en az 2 metrelik bir boşluk yer almalı ve tarla sürülürken iki pulluk genişliğinde sürülmeli. 

Hasat yaptıktan sonra anızlar çok kolay yanabiliyor. Anız yangınlarının ormana yayılmasını engellemek için hasat yaptıktan sonra bir sürgü daha yapılması çözüm sağlayabiliyor. Eğer tarla ve orman arasındaki mesafe korunursa zaten düşük enerjili olarak bilinen anız yangınları ormana ulaşmadan kolaylıkla söndürülebiliyor.

Orman içinde olan veya ormana bitişik konumlanan konutların tasarımı da orman yangınları söz konusu olduğunda dikkat edilmesi gereken konular arasında yer alıyor. Bu tarz konutların yakacak odunlarını nerede konumlandırdıkları, çatılarılarında kullandıkları malzemeler, etraflarındaki evlerle olan mesafeleri, yangın durumunda söndürme planları olup olmadığı gibi durumlar dikkatle planlanmalı. Gereken önlemler alınmazsa çıkan küçük bir yangın hızla ormana yayılabiliyor.

Zeytin yetiştirilen arazilerde tarlanın bir kısmını bağa çevirmek ya da incir ağaçları ekmek de olası yangın ihtimalinde kontrolün kolayca sağlanabilmesine katkı sunuyor. Sıklıkla yangın çıkarmakla suçlanan keçiboynuzu ağaçları da doğru yönetildiğinde herhangi bir tehlikeye neden olmuyor. Keçiboynuzu ağaçları yaşlandıkça kuruyarak kolay yanan bir hâl alıyor. Ancak ağaçlar beş yılda bir kesilerek yeni sürgünler alınırsa, yaş ağaçların yanması daha zor olduğundan yangın ihtimali düşürülebiliyor.

Yangınla mücadele planı yapılırken bölgeye özelliklerinin incelenmesi ve o bölgeye özgü bir plan çıkarılması gerekiyor. Bitki örtüsü, dağların yerleşimi, rakım, rüzgârın yönü gibi çeşitli değişkenler olduğundan tüm Türkiye için tek bir formül çıkararak uygulamaya çalışmak maalesef ki istenen etkiyi yaratmaya yetmiyor. Bölgenin özelliğine uygun yerli bitkiler kullanmak da yangınla mücadelede önem kazanan noktalardan biri. Bu süreçte bölgenin özelliğine uygun güç yanabilecek bitkiler listesinden faydalanılabilir.

Orman Yangınlarıyla İlgili Yanlış Bilinenler

Orman yangınları söz konusu olduğunda sıklıkla orman köylülerinin ve çiftçilerin sorumlu tutulduğunu görebiliyoruz. Oysa orman köylüsü atasından ormanı nasıl koruması gerektiğini öğreniyor çünkü temel geçim kaynağı ormandır. Aynı şekilde günümüzde sayıları çok azalan göçerler de yangının çıkmasını engelleyen faaliyetlerde bulunuyor. Keçilerin yangına sebep olduğu söyleniyor. Oysa keçiler doğal beslenme şekilleri ile ormandaki yanıcı madde oranını azaltıyor. Tabii ki bu durum planlı otlatma sırasında gerçekleşiyor. 

Ancak ülkemizde orman köylüsü ve göçer sayısı çoğunluğun şehre göç etmesi ve modernleşmeyle hızla azaldı. İnsanlar atalarından gelen ormanı koruma bilgilerini unuttu. Ekonomik olarak sıkıntı çekmeye başlayınca ısınabilmek için kozalak yaktı. Pek çok kişiye de bu kişilere imkân sağlayarak bu durumu engellemek yerine onları suçlamak kolay geldi. 

Son yıllarda belli dönemlerde ormana girmenin yasaklandığını görüyoruz. Orman yangını riskine karşı ormana girmeyi yasaklamak bir çözüm değil. Bunun yerine insanların ormanlardan yararlanmasını, ormanlarla vakit geçirmesini teşvik etmek kelebek etkisi oluşturabilecek yapıcı bir yaklaşım.

Yangın Riskine Karşı Biz Birey Olarak Ne Yapabiliriz?

Bizim bir birey olarak yapabileceğimiz en önemli adımlardan biri doğru bilgiye ulaşmak konusunda çaba göstermek ve kim söylüyor olursa olsun her bilgiyi sorgulamak. Ardından da doğruluğunu bildiğimiz basit eylemleri yapabiliriz.

Üç kişi, beş kişi de olsa toplanarak Orman Bölge Müdürlüğüne, İşletme Müdürlüğüne giderek basit eylemler için izin isteyebiliriz. İlk seferinde reddedilmemiz büyük ihtimal de olsa çaba göstermeden sonuca ulaşmamız mümkün değil. Örneğin yol kenarındaki yanıcıları toplayıp sistem dışına çıkarmak için izin isteyebiliriz. Bu da bir hareket başlatabilir ve bu sayede bütün bölge yanıcılardan temizlenebilir. 

Yangın potansiyeli yüksek bölgelerde gruplar halinde sloganlı tişörtlerle veya pankartlarla bilinçlendirme çalışmaları yürütebiliriz. 

Sigara içiyorsak attığımız yere dikkat edebiliriz.

Orman yangınlarını önlemek için bireysel veya topluluk düzeyinde alabileceğimiz birçok önlem bulunuyor. Orman bölgesinde yaşıyorsak, üretim yapıyorsak  bölgenin koşullarını ve orman yangını çıkma risklerini bilerek hareket etmeli ve gerekli önlemleri almalıyız. Aynı depremde olduğu gibi yangında da önlemleri önden almak yangın başladıktan sonra söndürmeye çalışmaktan çok da faydalı. 

Bu yazı Prof. Dr. Tunca Neyişçi’nin Yangına Dirençli Üretim Modelleri Projesi kapsamında 25 Ekim 2023 tarihinde gerçekleştirdiği webinar baz alınarak hazırlanmıştır. Webinar ile ilgili ilk blog yazımızı buradan okuyabilir ve Webinar’ın tamamını aşağıdan izleyebilirsiniz.

Prof. Dr. Tuncay Neyişçi Hakkında:  Üniversite öncesi eğitimini İzmir’de tamamladıktan sonra girdiği İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesinden 1972 yılında mezun oldu. Yangın Ekolojisi alanında doktora çalışması hazırladı. Ardından Batı Akdeniz Ormancılık Araştırma Müdürlüğünde ve Akdeniz Üniversitesinde çeşitli dersler verdi. 1998-2008 yılları arasında UNESCO’nun SEMEP’te (Güneydoğu Akdeniz Çevre Projesi) ulusal koordinatörlük yaptı. Şu anda da bu dernekte yönetim kurulu üyesi görevini devam ettiriyor. Orman yangınlarına karşı alınabilecek önlemler konusunda çeşitli yayınları ve konuşmaları bulunuyor.

1 thoughts on “Orman Yangınlarına Karşı Neler Yapabiliriz?

Add yours

Bir Cevap Yazın

Up ↑

Good4Trust.org sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya devam et