Tatilin En Yeşil Hali: Ekoturizm

Bu güzel havada yere serdiğin matın üstünde güneşi selamlamak, yanıbaşındaki ağaca, çiçeğe, böceğe “Namaste” demek ne güzel olurdu değil mi? Canlıları kendi vahşi ortamlarında gözlemlemek, dünyadaki dengeyi ve düzeni keşfetmek… Ya da davetsiz bir şekilde otantik bir kültürel törene dahil olmak…

Ekoturizm için, doğaya kendini bıraktığın bir tatil biçimi diyebilir miyiz?

Hayatın bir anda yavaşladığını hissedeceksin ilk önce… Sonra o anın farkındalığında doğadaki akışa dahil olacaksın. Güneşin doğuşuyla uyanacak, güneşin batışıyla dinlenmeye, hatta uyumaya geçiş yapacaksın. O bizi huzursuz eden alarmlar hiç çalmayacak. Çünkü bedenin – normalde olması gereken – sirkadiyen ritmine geri dönecek, kendiliğinden uyanacak ve uyuyacaksın…

Doğada yapılan tatil her türlü deneyime açıktır

Tam da bu anlattıklarımı tanımlayan bir turizm sektörü var: Ekoturizm.

Ancak, öncelikle kısaca bilindik turizmden bahsetmek isterim. Hiç şüphe yok ki, turizmin pek çok yararı var:

  • Ekonomik büyümenin devamlılığını sağlar.
  • Artan yatırımlarla bölgenin gelişmesine ve kalkınmasına aracılık eder.
  • Turizm sayesinde yeni kültürlerle tanışırız.

Aslında turizm, dünyanın dört bir yanından yeni kültürlerle karşılaşma anıdır. Tabii ki, turizmin ülkeler arasında barışı sağlayan bir sektör olduğu da yadsınamaz bir gerçek…

Turizm, düşündüğümüz kadar masum değil

Bir araştırmaya göre, her yıl 1 milyondan fazla insan uluslararası destinasyonlara seyahat ediyor. Küresel GDP’ye %10 katkı sağlayan turizm sektörü, dünyanın toplam ihracat miktarına ise %6 katkı sağlıyor. Turizm, milyonlarca insan için de geçim kaynağı aslında…

Bacasız sanayi olarak tanımlanan turizm, maalesef şu anki haliyle pek de masum değil. Havuzları hiç durmadan temizlemek için kullanılan enerji… İthal ürün veya kontrolsüz balık avcılığı sonucunda hazırlanmış yemekleri israf eden oteller… Giderken bırakılan, tonlarca geri dönüştürülmeyen çöpler, safari araçlarıyla yapılan seyahatlerin oluşturduğu karbon ayak izi… Bunların hepsi, o bölgeye yapılan görünmeyen maliyetler… Üstelik bir daha geldiğinde, çok severek ayrıldığın o yerlerle karşılaşamayabilirsin bile…

Tatildeyken karbon ayak izini unutmamalısın

Dünyanın çeşitli destinasyonlarındaki varlıkları başarılı bir şekilde korumak ve yönetmek için turizmin görünmeyen maliyetini hesaplamak çok önemli. Eğer bunu yapmazsak, ‘Ekosistemin geleceği’ söz konusu olmayacak… En başta gelen problemlerden biri de, turizme açılan bölgeyi yönetmenin ve geliştirmenin giderek artan maliyeti…

Ekoturizm kavramı nasıl ortaya çıktı?

İlk kez 1992 yılında Rio Çevre Zirvesi‘nde sürdürülebilir çevreye yönelik kararlar alınırken, turizme yönelik de düzenlemelerin gerektiği konusunda görüş birliği vardı. 2002 yılında Quebec’de düzenlenen Dünya Ekoturizm Zirvesi’nde, ekoturizm için şu ortak tanım belirlendi: “Yeryüzünün doğal kaynaklarının sürdürülebilirliğini güvence altına alan, bunun yanı sıra yerel halkların ekonomik kalkınmasına destek olurken, sosyal ve kültürel bütünlüklerini koruyup gözeten bir yaklaşım ya da tavır”. ‘Yeşil turizm, sürdürülebilir turizm, ekolojik turizm, çevre ve kültür dostu turizm’ çok yaygın kullanılan terimler arasında.

Ekoturizm 2002 yılından beri resmen hayatımızda

Bir rapora göre, turizm, kapsayıcı ve sürdürülebilir ekonomik büyümeye, sürdürülebilir tüketim ve üretime, okyanusların ve deniz kaynaklarının sürdürülebilir kullanımına katkıda bulunma kapasitesi nedeniyle Hedef 8, 12 ve 14’ deki SKA‘lara dahil edildi.

1998 yılında 45 milyon kişi ekoturizme dahil olurken, 2030 yılında 320 milyon kişinin dahil olacağı tahmin ediliyor. Ekoturizm, yereldeki insanlar için istihdam anlamına geliyor aynı zamanda. Genç insanların iş bulmak amacıyla göç etmelerini ekoturizm sayesinde engelleyebiliriz.

Ekoturizmin Faydaları

Yeni bölgeleri keşfetmek için ekoturizmi tercih edebilirsin

Bakir kalmış alanları ziyaret edersin. Yöreye ait eşsiz flora ve faunayı keşfedersin.

Ekoturizmden sağlanan gelir, tehdit altındaki ve nadir olan bölgeler için finansman kaynağıdır. Bu bölgelerin yönetimi için bütçe ayrılır. Bu sayede bölgenin koruyuculuğunu üstlenen sivil toplum kuruluşları gibi komüniteler, sürdürülebilir kaynaklarını da elde etmiş olurlar.

Fiziksel, ruhsal ve zihinsel dengeyi bulmak anlamına gelen Bütünsel Sağlık (Wellbeing) sektörü, ekoturizmle müthiş bir birliktelik oluşturur.

Pozitif olarak, kültürel ve çevresel farkındalık inşa eder. Yereldeki insanlarla yakından tanışabilirsin, onların kültürlerini derinden deneyimlersin. Yeni perspektifler kazanırsın.

Ekoturizm yeni deneyimlere açıktır

Ekoturizm, biyoçeşitliliğin korunmasını destekler. Orman alanlarının tarıma açılmasına engeller. Avlanma ve odunculuk faaliyetlerini kısıtlar.

Eğer ekoturizm alanlarını kaybedersek, bir daha dönüşü olmayacağının farkında olmalıyız. Bu yüzden bu bölgeleri korumak için, yerelde komiteler kurmalı ve gönüllü olarak desteklemeliyiz.

Ancak her zaman ekoturizm mükemmel bir çözüm olmuyor

Bu faydaların yanında, ekoturizmin bir de görünmeyen yüzü var. Artan turist akımıyla, bölgedeki kültürel kimlikler yok olma tehlikesiyle karşılaşabiliyor. Bölgede artan yatırımlar, büyük şirketleri o bölgeye çekiyor. Kocaman, her istediğinizi bulabileceğiniz alışveriş merkezleri yapılıyor. Bu durum da, yereldeki esnafın küçülmesine, hatta kepenk kapatmasına neden oluyor. Evlerdeki çalışma çağındaki genç bireyler, iş bulmak için uzak diyarlara göç etmek zorunda kalıyor. Bu yüzden, bu noktada yereldeki halkın ekonomik faaliyetlerin sürdürülebilirliğinin sağlanması çok önemli.

Diğer bir problem de, hayvanların küçücük alanlarda hapsolmuş olması… Gerçek şu ki, bu hayvanlar çoğu yerde eğitim adı altında şiddet görüyorlar. Sosyal medyada paylaşmak için fotoğraf çektirmek isteyen turistler için hayvanlar saatlerce uyuşturuluyor…

Gittiğin yerlerdeki canlıların özgürlüğüne dikkat et

ATV ile safari ve helikopterle ekoturizm başlığı altında turizm reklamları yapan şirketler var. Bu araçların karbon ayak izine ne kadar fazla katkısı olduğunu gözeterek tercih etmemen gerek. Bu konuda daha fazla bilgi edinmek için Green Teachers podcastini dinleyebilirsin.

Ekoturizmi en çevreci şekilde yapmak için neler yapılabilir?

  • Suyu plastik şişede değil, tekrar doldurabilir olan matarada taşı. Mataranı da kadınlar tarafından, el emeği ile üretilmiş kılıf ile kolayca taşıyabilirsin.
  • İçeceklerini tek kullanımlık plastik pipetler yerine, sağlıklı cam veya bambu pipetler ile içebilirsin.
  • Büyük ticari şirketler yerine, yereldeki esnaftan alışveriş yapabilirsin.
  • Her şeyi bulduğun gibi bırak,” prensibini benimsemelisin.
  • Her turizm bölgesi farklı konaklama şekilleri sunuyor: Çadır, otel, ağaç ev gibi. Gitmeden önce mutlaka kalınacak yerlerin çevreye ne kadar duyarlı olduğu araştır.
  • Mümkün olduğunca motorlu araçlardan uzak dur. Gideceğin yere yürüyerek ya da bisikletle gitmeyi tercih et.
Suyunu matarada taşıyabilirsin

Yolculuğa Çıkmadan Önce Bakmanı Önerdiğim Şeyler:

Eminim ki, sevdiklerinle çıkacağın her tatil, çok güzel anılar biriktireceğin eşsiz bir deneyim olacak. Haydi, sen de hayatında bir değişiklik yap. Konfor alanından çık ve doğaya doğru çevreci bir yolculuğa yelken aç.

İyi tatiller!

Bir Cevap Yazın

Up ↑

%d blogcu bunu beğendi: