Canlı Dostu Bir Yaşam: Veganlık

Atık üreten tesislerden, tarım ilaçlarından ve sömürüden uzak, bitkisel içeriklerle üretilen ürünler bulabileceğiniz, Good4Trust Vegan Çarşı açıldı!

Gündelik yaşantımızda gittiğimiz yerlerde ya da alışveriş yaparken bir çoğumuz ‘vegan’ kavramıyla karşılaşmış ya da en azından duymuşuzdur. Kategorilerine göre farklı özellikleri olsa da temelde ‘vegan’ olarak adlandırılan ürünlerin ortak noktası hayvansal içerikten uzak olmalarıdır. Neden mi? Açıklayalım.

Veganlık tavrını temelde tür ayrımı yapmaksızın yaşam hakkını savunmaktan alır ve hiçbir türü diğerlerinden üstün görmez. Hiçbir türün diğer bir tür üzerinde söz hakkı yoktur. Peki diğer canlıların yaşama hakkını savunurken kendi konfor alanımızdan ve zevklerimizden ödün mü vermemiz gerekiyor? Tabii ki hayır. Henüz çok yaygın olmaması, zor ve uzak olduğunu düşündürse de, aslında rutinimizde birçok şeyin bitkisel muadilini üretebiliriz ya da bitkisel içerikli yeni ürünler keşfedebiliriz! Böylece başkalarının canını yakmadan hayattan keyif almaya devam etmiş oluruz.

Veganlık ve Zulümsüz Üretim

Veganlıktan bahsederken değinmemiz gereken bir diğer yaygın uygulama ise hayvan deneyleri. Hepimizin aslında haberinin olduğu bir şeyden bahsediyor olsak da, reklamlar ve ambalajlar arkasında öylesine güzel gölgeleniyor ki bir şey satın alırken arkasındaki potansiyel zulüm hiçbirimizin aklına gelmiyor. Oysaki üretimin birçok aşamasında, çeşitli zulümlere maruz kalan canlılar olabiliyor. Diğerlerine zarar vermeden bize hizmet eden, hayvan deneylerinden uzak üretimler ise zulümsüz olarak adlandırılıyor.

Vegan kavramı zulümsüz ürünleri kapsar, ancak her zulümsüz ürün vegan değildir. Zulümsüz üretim hiçbir alanda hayvanlara eziyet etmeyen ya da öldürmeyen bir süreçtir. Bu yüzden et içeren ürünler zulümsüz kategorisinde yer almaz. Bununla birlikte vegan ürünler hayvanların hiçbir sektörde ya da alandaki sömürüsünü kabul etmez. Hayvansal ürün içermez, herhangi bir ürünün “insan sağlığı” bahane edilerek hayvanlar üzerinde test edilmesine karşı çıkar.

Beslenme Ötesi Veganlık

Peki, et yemeyi kestik. Endüstriyel hayvancılığı destekleyen, yumurta ve süt içeren ürünleri de tüketmiyoruz. O zaman gelelim atık konusuna. Tamam atık kötü bir şey de, ne ilgisi var bunun veganlıkla?

Hatırlarsanız veganlığı, tür farketmeksizin, yaşama hakkı üzerinden tanımlamıştık. Şöyle önemli bir nokta var; kullandığımız ürünler sadece bize gelirken değil biz onları kullanıp attıktan sonra da diğer canlıların yaşama hakkını elinden alabiliyor. Nasıl mı? Plastik karşıtı reklamlarda okyanusta boğazına plastik takılmış bir balina, yahut zamanla parçalanarak mikro boyuta gelmiş plastikleri yutan kaplumbağaları hatırlarsınız. Biu canlılar, kolaylıkla yapabileceğimiz değişikliklerden kaçınmamız sebebiyle zehirleniyor ve birçoğu can veriyor.

Tabii ki günümüz kentlerinde atıksız yaşamak hiç de kolay değil. Neyse ki geri dönüşüm tesislerimiz var diye düşünebilirsiniz. Fakat geri dönüşüm dediğimiz sistem ne yazık ki bir çözüm sunmuyor. Geri dönüşüm tesislerinin teknolojik yetersizlikleri, kullandıkları enerji, kirlettikleri su ve hava miktarlarını düşündüğümüzde dolaylı yoldan yine benzer zarar veren sonuçlarla karşılaşıyoruz.

Bu yüzden en iyisi tek kullanımlık ürünlerden, gereksiz paketlemelerden kaçınmak ve olabildiğince doğada çözünebilir içerikli ürünleri yaşantımıza almak.

Vegan Türetim

Veganlığın gündelik yaşantıya nasıl yansıdığından ve hassasiyet alanlarından bahsettik. Bütün bu bahsedilenleri kriterlere döktüğümüzde önümüze kocaman bir liste çıkıyor gibi gelse de, aslında tek bir soru var: ‘Bir ürün bana yararlı iken başkasına zararlı mı?’ ya da ‘bir ürün beni mutlu ederken başkasını üzüyor mu?’. Kendi türümüzden oluşan sosyal çevremiz için istemsizce düşündüğümüz ve tepki geliştirdiğimiz bu soruyu artık diğer canlılar için de düşünme vakti geldi. Fırsatlar da bu kadar artıyor, bilgiye erişim kolaylaşıyor ve yaşadığımız dünya da bariz bir şekilde can çekişiyorken bizlerin de adım atma vakti geldi.

Vegan bir yaşama bireysel olarak nasıl geçilir ve faydaları ne olur konularına kısaca değinmiş olduk. Peki bizim bireysel çabalarımız ne ölçekte bir etki yaratabilir? Tek başımıza yaptığımız değişikliklerin küresel anlamda yarattığı farklılıklar gerçekten etkileyici. Örneğin su tüketimini ele alalım. Vegan geçirilen bir gün, hayvansal ürün tüketilen bir güne göre ortalama 4.166 litre su, 20 kg tahıl, 1 m2 orman, 9 kg CO2 daha tasarruflu. Vegan yaşamın küresel faydalarına dair daha detaylı bir okuma isterseniz buradan ulaşabilirsiniz.

Bu adımları kolaylaştırmak, paylaşabilmek adına çeşit çeşit atık üreten tesislerden, tarım ilaçlarından ve sömürüden uzak ürünler bulabileceğimiz; tekrar kullanılabilir ürünlerle sürdürülebilir yaşama geçişimizi kolaylaştıracak bir vegan çarşı oluşturduk. “Vegan Çarşı” bizlerin üretimleriyle büyüyecek ve fikirleriyle gelişecek.

good4trust vegan çarşı

Hadi ne doğaya ne de diğer canlılara zarar vermeden sürelim şu yaşamın keyfini! Unutma, değişim bir sonuç değil süreç. Good4Trust’taki tüm üreticiler vegan olmasa da tamamı adil üretim prensiplerini benimsiyor. Amacımız daha adil bir dünyaya giden yolda birlikte ilerlemek.

Bir Cevap Yazın

Up ↑

%d blogcu bunu beğendi: