Orman Yangınları: Türkiye’nin İçinde Bulunduğu Kaçınılmaz Tehdit

Orman yangınları

Ormanlarda vakit geçirmeyi, verdiği dinginliği ve temiz havasını hepimiz seviyoruz, öyle değil mi? Peki  ormanlarımızın her geçen yıl daha fazla yangın tehdidiyle karşı karşıya kaldığının da farkında mısınız? Türkiye genelinde ormanlarımızın neredeyse üçte ikisi, yani toplamda 15 milyon hektarlık bir alan sürekli yangın tehdidi altında. Orman yangınları hem doğal hayatı, hem yaşam kalitemizi, hem de bölgedeki üreticileri etkileyen ve ciddiye alınmayı bekleyen büyük bir sorun.

Yangınların Tarihi: Bir Retrospektif

Belki de çoğumuzun bilmediği bir gerçek var: 1937’den bu yana, yani yaklaşık 85 yılda, Türkiye’de toplamda 119 bin 894 orman yangını meydana geldi. Bu süre içinde 1 milyon 864 bin 275 hektar orman alanı yanarak yok oldu. Alanın büyüklüğünü hayal etmek bile güç değil mi? Daha rahat anlaşılabilmesi için biraz somutlaştıralım: 85 yılda  yanan orman alanlarının içine 3,5 tane İstanbul ya da 1,5 tane İzmir sığabiliyor. Diğer bir deyişle yanan ormanlık alanlar Türkiye’nin 78 hektarlık toplam alanının yaklaşık %2,5’ine denk geliyor.

Bir başka kötü haber; Orman Genel Müdürlüğü’nün verilerine göre, 1984’ten itibaren orman yangınları ciddi bir artış gösterdi. Özellikle son 10 yılda, yani 2013-2022 yılları arasında, her yıl ortalama 2 bin 793 orman yangını meydana geldi.

En Çok Yangın Olan Bölgeler: Kırmızı Alarm!

Bazı bölgelerde daha fazla yangınla karşılaşılıyor. Kanlıca, İzmir, Milas, Gaziemir, Hatay, Antalya, Akhisar, Nazilli, Diyarbakır, Manavgat, Kahramanmaraş, Kozan, Alanya, Dalaman, Seydikemer‘deki orman alanları, yılda ortalama 30 yangın ile en riskli bölgeler arasında yer alıyor. 2022 yılında sadece İzmir, Muğla, Antalya, Çanakkale ve Adana’da 2 bin 160 adet orman yangını yaşandı ve bu iller en sık yangın yaşanan iller oldu. Veriler bahsedilen illerin özellikle risk altında olduğunu ve yangın konusunda acilen önlem alınması gerektiğini gösteriyor.

Yangınların Çoğu İnsan Kaynaklı

Orman yangınlarının çıkış sebepleri toplumun yaşam tarzı ve düzeyine, kültür seviyesine, kırsal yöredeki etkinliklerine bağlı olarak değişim gösteriyor. Örneğin taşıt sayısındaki artış, trafik kazaları veya araç yangınları kaynaklı orman yangınlarına sebep olabiliyor. Öte yanda elektrifikasyonun yaygınlaşması, orman içinde ve sınırında yapılaşmanın artması sonucu ormanlık alanlardan geçirilen hatların kopması yüzünden trafo ve enerji nakil hattı kaynaklı yangın sayısında da önemli artışlar gözleniyor.

Son 10 yılın yangın sayısı verilerine bakıldığında ise, orman yangınlarının üçte biri ihmal, dikkatsizlik ve kaza sonucu çıkarken, %5’i kasıtlı olarak çıkarılıyor ve %12’si ise doğal nedenlerden kaynaklanıyor. Ancak çarpıcı olanı, yangınların yarısına yakınının sebebinin belirlenememiş olması. Yine de belirli olan bir şey var ki, o da yanan alanlar dikkate alındığında orman yangınlarının %99’unun insan faaliyetlerinden kaynaklandığı.

Orman Yangınları Nedenleri

İklim Krizi Orman Yangınları Riskini Artırıyor

İklim krizi derinleştikçe ve sıcaklıklar ve kurak günler arttıkça, Türkiye’deki orman yangınları riski de artıyor. 2021 yılında farklı bölgelerde çıkan ve geniş alanları etkileyen orman yangınları, hepimizi sarsmıştı. Doğal dünyadaki bu tahribatı izlemek, hayvanları ve bitki türlerini kaybetmek bizi derinden yaraladı. Aynı zamanda, ekonomik ve sosyal kayıplar da yangınların yayıldığı bölgedeki halkı derin bir mağduriyete sevk etti.

Yaşananlar daha fazla önlem almanın, yangınlara karşı dirençli tarım ve üretim pratikleri oluşturmanın, bu konuda daha fazla farkındalık yaratmanın ve eğitim sağlamanın ne kadar önemli olduğunu gösteriyor. Bunlar, bizim Türetim Ekonomisi Derneği olarak Yangına Dirençli Üretim Modelleri Projesi’ni geliştirmedeki öncelikli sebeplerimiz oldu. Bu zorlukların üstesinden gelebilmek için bilime dayalı, bilinçli ve çözüm odaklı adımlar atmamız şart. Türetim Ekonomisi Derneği olarak bu konuda yapılabilecekleri, bilimsel veriler kadar saha tecrübelerini de derleyerek, toplumun ve ilgili tarafların bilgisine sunmak üzere çalışıyoruz. Ancak bu vahim durumla ilgili topyekün bir çözüme giden yol, yangına dirençli uygulamaların devlet politikasına dönüşerek gerekli teşvik, eğitim ve desteklerin sağlanmasından geçiyor.

Yangına Dirençli Üretim Modelleri Projesi hakkında daha fazla bilgi edinmek için bu yazımızı okuyabilir veya Türetim Ekonomisi Derneği’nin sosyal medya hesaplarını takip edebilirsiniz. 

Bir Cevap Yazın

Up ↑

%d blogcu bunu beğendi: