Tüketimin Gerçek Bedeli

Satın aldığın her yeni ürünün ödediğin paranın yanı sıra doğaya ve insana da etkileri olduğunu biliyor muydun? Aldığın tek bir pantolon bile binlerce litre su tüketimine, kilogramlarca karbondioksit salımına ve atık üretimine neden oluyor. Planlı eskitmeden, karbon salımına tüketim hakkında yeni bilgiler edinmeye ne dersin?

Alışveriş çantaları

Bugün canın sıkıldı, belki de moralini bozan bir olay oldu. Biraz rahatlamak, kafanı dağıtmak için alışveriş sitelerinde gezinmek fena olmaz mıydı? Aslında amaç sadece gezinmekti, pek de ihtiyacın yoktu. Ama şu pantolon ne kadar da güzel. Ona sahip olursan daha şık görüneceksin. Hayalindeki kendin olmak için bir adım daha atmış olacaksın…

Gerçekten öyle mi? Tüketim, büyümeye ve kâr maksimizasyonuna dayalı günümüz ekonomik sisteminin ana parametresi. Kapitalist sistemin bize ürün satmayı çoktan bırakıp hayal satmaya başladığı aşikâr. İhtiyaç dışı alışveriş yapmak kafa dağıtmanın masum bir yolu gibi gözüküyor olabilir. Ancak fazla tüketim zannettiğin kadar masum değil. Haydi gel ihtiyaç dışı tüketimin bedeline birlikte göz atalım.

Karbon Salımı ve Su Tüketimi

Tüketimin ekolojik ayak izinin farkında olmamız, onu anlamamız ve kabul etmemiz gerekiyor. Gerçeklerin büyük şirketlerin zannetmemizi istediğinden farklı olduğunu gördüğümüzde, değiştirmek için adım atmaya başlayabiliriz. 

Su tüketimi
Satın aldığımız her ürün su tüketimine sebep oluyor

Ortalama bir düşük gelirli ülkede 1$ (Aralık 2021 kuruna göre yaklaşık 12TL) harcadığımızda 1,011 kg karbondioksit salımı yapmış oluyoruz. Yüksek gelirli bir ülkede ise harcanan her Amerikan doları başı yapılan salım 0,583 kg karbondioksite karşılık geliyor. Yani insanlık olarak harcadığımız her dolar ile çevreye zarar veriyoruz. 

İstersen bu değerleri tüketim ürünlerinden örnekler vererek biraz somutlaştıralım. 1 kg et satın aldığımızda 28,7 kg karbondioksit salımı yapıyoruz. Bunun yanı sıra 4 kg atık üretiyoruz ve 15.500 litre su tüketimine neden oluyoruz. 

Alışverişe çıkıp bir pantolon daha aldığımızda 6,3 kg karbondioksit salımına sebep oluyoruz. Karbondioksitin dışında, 25 kg atık üretiyor ve 3.233 – 4.894 litre arası su tüketiyoruz. Tüketilen su miktarı pantolonun nasıl bir işlemden geçirildiği, hangi boyayla boyandığı gibi faktörlere göre değişiklik gösteriyor. Bunlara ilaveten, eğer etik bir markadan alışveriş yapmadıysak, işçi sömürüsüne katkıda bulunmuş da olabiliriz. Özellikle söz konusu pantolon bir kot pantolon ise, üretiminde çocuk işçi kullanılmış olabilir. Kumlama yapıldıysa işçilerin sağlığını kaybetmesine sebep olabilir.

Yeni bir pantolonun bedeli
Yeni bir pantolonun bedeli

Yeni bir pantolona daha satın almak istediğinde pazarlama dünyasının kâr artırmak için yarattığı algıdan dolayı mı satın almak istiyorsun yoksa gerçek bir ihtiyaçtan dolayı mı olduğunu kendine sor. Ne yazık ki, günümüz ekonomik yapısında ekolojik ve sosyal çevreyi yok etmek pahasına, ekonomik büyümeyi sağlamak ve kârı artırmak için gereksiz tüketim teşvik ediliyor. 

Planlı eskitme nedeniyle akıllı telefonumuzu her yenileyişimizde ise 110 kg karbondioksit salımına sebep oluyoruz. Kullanıma bağlı olmayan 86 kg atık üretiyor, 18m2 arazi kullanıyor ve 13.000 litre su tüketimine neden oluyoruz.

Planlı Eskitme Nedir?

Akıllı telefonumuzu değiştirmemiz gerektiğinde bunu genellikle planlı eskitme nedeniyle değiştirmeye zorlandığımız için yapıyoruz. Satın aldıktan yaklaşık 3 yıl sonra telefonun tuhaf bir şekilde yavaşladığını, uygulamaların güncellemelerini indiremediğini, yeni işletim sisteminin telefonun için uygun olmadığını fark etmişsindir. Buna planlı eskitme sebep oluyor. Hatta Apple, Iphone’larda planlı eskitme yaptığı gerekçesiyle açılan davaların ardından eski Iphone’ları yeni güncellemelerle kasten yavaşlatıldığını itiraf etti. Avrupa’da çıkan Fairphone adındaki çevre dostu telefon markası, planlı eskitmeye karşı çıkıyor ve tamamen yenilemek yerine parçaları değiştirilebilmesi seçeneğini kullanıcılarına sunuyor.

Planlı eskitme, büyüme odaklı şirketlerin satış yapmaya ve büyümeye devam edebilmek için, ürünlerin kullanım ömrünü kısaltmasına verilen isim. Planlı eskitmenin çarpıcı örneklerinden biri naylon kadın çorabı. Naylon kadın çorapları ilk piyasaya çıktığında dayanıklı olmaları ön plana çıkarılarak pazarlanıyordu. Naylon çoraplardan önce kullanılan ipek çoraplar oldukça çabuk eskiyordu ve kaçıyordu. Tamir etmesi de emek istiyordu. Naylon çorap teknolojisi, çorapların araba çekebilecek kadar dayanıklı ve sağlam olmasıyla pazarlandı. Ancak bir süre sonra pazar doydu. Yeni çorap satışları düştü, şirketin büyümesi durdu. Çözüm olarak naylon çorapları inceltip, eskiyip atılacak ve sıklıkla yenisi alınacak ipek çorap gibi bir ürüne dönüştürdüler. Ardından çoraplardaki planlı eskitme araba motorları, ampüller gibi pek çok üründe kullanılmaya başlandı. 

Naylon çorap
Geçmişte naylon çoraplar dayanıklıydı

Günümüzde planlı eskitmenin sürdürülebilir olmadığını ve çevre büyük zarar verdiğini fark eden bazı şirketler, para kazanmaya devam edebilmek için alternatif sistemler geliştiriyor. Örneğin Philips, döngüsel ışıklandırma (circular lighting) adını verdiği üyelik sistemi ile havaalanlarına dayanıklı ampüller tedarik ediyor. Gelir modeli olarak da aylık üyelik ücreti karşılığı bozulan ürünleri tamir ediyor ya da yenisiyle değiştiriyor.

Philips circular lighting
Philips döngüsel ışıklandırma

Mevcut ekonomik yapının büyüme ve kâr elde etmek için tüketime odaklanması, karbon ayak izinin artmasına, doğayla uyumsuz bir yaşam oluşmasına, çevrenin zarar görmesine ve biyolojik çeşitliliğin yok olmasına yol açıyor. Tüketim yaparken sadece bize olan maliyetini değil, doğaya ve insanlara olan maliyetini de düşünerek hareket etmek değişimi başlatmanın tek yolu.

One thought on “Tüketimin Gerçek Bedeli

Add yours

Bir Cevap Yazın

Up ↑

%d blogcu bunu beğendi: