
“Zihinlerimizi değiştirmek büyük bir değişim getirecek. Dünyayı iyi kullanmak, dünyayı ve zamanımızı tüketmekten vazgeçebilmek için dünyadaki varlığımızı yeniden öğrenmeye muhtacız.”
Ursula K. Le Guin, Günün Geç Vakitleri, syf. 20, Ayrıntı Yayınları
Ekipten
Good4Trust Üretici İlişkileri ekibinden selamlar! Sonbahara merhaba derken mutfakta pek çok şey olup bitiyor güzel haberlerimizi sizinle paylaşmak için sabırsızlanıyoruz;
Geçen ay İyzico ile iş birliğimizin haberini vermiştik bu ay yayına aldığımız bir önemli özellik de kart saklama oldu. Artık türeticilerimiz güvenle kredi kartlarını İyzico altyapısında saklayabilir ve verecekleri siparişler için tekrar tekrar kart bilgisi girmeden ödeme yapabilirler.
Yakın zamanda yayına aldığımız bir diğer iyileştirme ise ürün tedariki ve gönderimi alanında, kısmi sevkiyatoldu. Artık gelen bir siparişin içerisinde bulunan ürünlerden bir kısmını türeticilere gönderebiliyorsunuz. Bu sayede türeticilerin verdikleri siparişlerde elinizde olmayan bir ürün için siparişin tamamını iptal etmenize gerek kalmadı.
Ekip üyemiz Büşra bu ay çıkan Bülent Şık’ın ‘Bizi Yer Yüzüne Bağlayan Hikayeler’ adlı kitabını tüm üreticilerimize öneriyor.
Berk & Büşra & Hanne & Melike
Sayılarla Good4Trust;
Eylül ayını geride bırakırken aramıza yeni katılanlarla toplam türetici sayımız 16.946’ya ulaştı. Bu ay aramıza katılan 3 yeni üreticimizle Çarşı’mızdaki üretici sayımız 123’e ulaştı. Açık dükkan sayımız ise 97. Eylül ayında türetim ekonomisine katkımız 48.406 TL oldu.

Merhaba,
Bu ay yaptığımız çalışmalar şöyle;
5 Ağustos Oyun ve Öğrenme Karnavalı
5 Ağustos Öğrenme Tasarımları’nın kuruluşunun 5. yılı. 5. yılımızı gün içerisinde işbirlikçilerimizden aldığımız bir dolu güzel mesaj ile taçlandırdık. Çalıştığımız güzel ekiplere, kurumlara bir kez daha çok teşekkür ederiz. 5. yılımıza özel Oyun ve Öğrenme Karnavalı gerçekleştirdik. Karnavala katılan yaklaşık 100 kişi ile farklı farklı birçok konu öğrendik ve birbirinden eğlenceli oyunlar oynadık. Ve karnaval Öğrenme Tasarımları’nın mottosuyla son buldu: Çünkü Öğrenmek Eğlencelidir!
13 Ağustos Harmanlanmış Öğrenme
13 Ağustos tarihinde 55 kişinin katılımıyla Harmanlanmış Öğrenme Atölyesi gerçekleştirdik. Atölyede, Harmanlanmış Öğrenme yaklaşımının ne olduğu, özellikleri, nasıl kullanılacağı, uygulama aşamaları ve alt başlıkları üzerine çalışmaların yapılacağı deneyimsel öğrenmeye değinildi. Eğitim ve atölyelerimizi sayfamızdan takip edebilirsiniz.
18 Ağustos ESOGÜ Hippoterapi Araştırma ve Uygulama Merkezi
18 Ağustos tarihinde ESOGÜ Hippoterapi Araştırma ve Uygulama Merkezi’ni ziyaret ettik. Hippoterapi merkezinde yapılan çalışmalar incelenerek Öğrenme Tasarımları olarak merkez için geliştireceğimiz projeler ve uygulamalar üzerine görüştük.
19-20 Ağustos UNICEF
19-20 Ağustos tarihlerinde gerçekleştirilen Bölgesel Gençlik Katılımı Çalıştayı, Unicef, Türkiye Kalkınma Vakfı ve GAP İdaresi Başkanlığı iş birliğiyle, bölgede gerçekleşen sosyal uyum çalışmaları sonucunda gelişen gençlik gücünün, bir gençlik katılım mekanizmasına dönüştürülmesi için planlanmış ve bir buçuk gün süren bir çalıştaydır. Farklı kurum ve kuruluşlardan gelen toplam 54 sivil toplum çalışanı gencin bir araya gelmesiyle yeni kurulacak platformun tüm detaylarının konuşulması amacıyla planlanmıştır.
20 Ağustos Proje Tabanlı Öğrenme
20 Ağustos tarihinde 52 kişinin katılımıyla Proje Tabanlı Öğrenme Atölyesi gerçekleştirdik. Atölyede, Proje Tabanlı Öğrenme yaklaşımının ne olduğu, özellikleri, nasıl kullanılacağı ve uygulama aşamaları üzerine çalışmaların yapılacağı deneyimsel öğrenmeye değinildi. Eğitim ve atölyelerimizi sayfamızdan takip edebilirsiniz.
23 Ağustos Teknoparti
23 Ağustos tarihinde tarihinde gönüllülerimizle birlikte Teknoparti organize ettik. Toplamda 18 odanın bulunduğu Teknoparti’de her odada farklı bir teknolojik araç anlatıldı. 3 saat süren ve 92 kişinin katıldığı Teknopartide odalarda öğrenme, eğitim aralarında ise eğlence vardı.
27 Ağustos Hizmet ve Toplum Tabanlı Öğrenme
Toplum Tabanlı ve Servis Öğrenme yaklaşımının ne olduğu, özellikleri, nasıl kullanılacağı ve uygulama aşamaları üzerine çalışmaların yapılacağı deneyimsel öğrenme tabanlı bir eğitimdir. Atölye hakkında detaylı bilgi edinmek için sayfamızı ziyaret edebilirsiniz.
28-29-30 Ağustos ve 5 Eylül Yaratıcı ve Dahil Eden Çevrimiçi Eğitim Tasarlama Eğitimi
28-29-30 Ağustos ve 5 Eylül Yaratıcı ve Dahil Eden Çevrimiçi Eğitim Tasarlama Eğitimi, 21. yüzyılın eğitmenleri için tüm öğrenme stillerine hitap edecek, yaratıcı tekniklerin kullanıldığı, teknolojik araçların entegre edildiği, dahil eden ve deneyimsel öğrenmeyi merkeze koyan bir eğitimin nasıl tasarlanacağı konusunda bilgi, beceri, yaklaşım, farkındalık ve doğru dil kullanımını geliştirmeyi destekleyen bir eğitimdir. Eğitime başvuru yapmak ve detayları incelemek için sayfamızı ziyaret edebilirsiniz.

Önemsiyoruz bugüne dek yüzlerce kadın ile bir araya gelerek müziğin iyileştiren ve birleştiren tarafından ilhamla birlikte üretti, ortak ihtiyaçlarını keşfetti. Ekibimizden müzisyen ve uzman psikolojik danışman Asena Akan, saha çalışmaları sırasında özgürlüğünden yoksun kadınlar ile “Sevda Umut Olsaydı” şarkısını yazdı ve seslendirdi.
İsim Şehir Çocuk projemiz, yeni kurgusuyla devam ediyor. @isimsehircocuk instagram hesabı üzerinden oynanan oyunda; Kısıtlı imkanda yaşayan ve çocuklarının bireysel gelişimine dair danışmanlık alamayan ailelerin sorularını yanıtlamak üzere kurgulanan proje kapsamında, Dünyada süregelen ve halihazırda devam etmekte olan pandemi, sorumluluk, sınır koyma ve iletişim konularında ailelerden sorular alıyoruz. Ruh sağlığı ve eğitim alanındaki uzmanlarımız soruları cevaplıyor.
Komiteler arası işbirliği örneği olarak oluşturduğumuz İstanbul Sözleşmesi Çalışma Grubu sözleşme ile ilgili savunuculuk çalışması yapmak üzere bir iletişim süreci tasarladık. Bu sürecin ilk çıktısı olarak ‘İstanbul Sözleşmesi Nedir?’ adlı bir makale yayınladık. Makalede, sözleşmenin amacı, kime yönelik olduğu, sözleşme kapsamındaki suçlar, devlet düzeyindeki yükümlülükler ve sözleşmeye dair doğru bilinen yanlışlara ilişkin bölümler yer alıyor. Makalemize linkten ulaşabilirsiniz.
Mağazamızı ziyaret ederek bize destek olmanızdan memnun oluruz.
Aramıza Yeni Katılan Üreticiler
Ruhu ve cildi besleyen bitkisel bakım ürünleri, Açelya Doğal

Bitkisel kozmetik alanında kendini var eden Açelya Doğal’ın kurucusu Açelya Bilgin hikayesini şöyle aktarıyor:
“Kendim ve ailem için hem bize, hem doğaya ve doğada yaşayan diğer canlılara zarar vermeyen güzel içerikli cilt bakım ürünleri arıyordum. Bunun çok zor bir süreç olduğunu anladım. Mesela bir ürünü doğal diye alamıyordum, onun hangi yağlarla üretildiğinden, o yağların nasıl üretildiğine, bize hangi ambalajlarla sunulduğuna kadar birçok sorun vardı. Bu ürünleri kendim üretebilir miyim, diye düşünürken karşıma güzel eğitimler çıktı.
Yaklaşık 4 yıl önce ilk eğitimimde aktarlardan asla yağ alınmaması gerektiğini öğrendim ve kullandığımız bakım ürünlerinin gerçekten sandığımdan çok daha önemli olduğunu, sadece kendimize değil tüm dünyaya zarar verdiğimizi gördüm. Bu süreçte doğru hammaddelere ulaştım, yetiştirebildiğim tıbbi bitkileri kendim yetiştirdim, doğada olanları vahşi toplama yapmadan sürdürülebilirliğini engellemeden topladım, yapabildiğim yağları kendim yapmaya başladım ve doğal cilt bakım ürünleri üretimim başlamış oldu. Zaten köy hayatına alışkın ve köyde yaşayan biri olduğum için çoğu bitkiye aşinaydım ama aldığım eğitimler, yaptığım araştırmalar ile bunu daha profesyonel hale getirdim. Hala bu konuyla ilgili eğitimlerim ve araştırmalarım sürüyor. Şimdi Açelya markam ile en iyi hammaddeleri kullanarak, geri dönüşümlü ambalajlar ile kişisel bakım ürünleri üretiyorum.Ürettiğim ürünlerin hepsini kendim de kullanıyorum ve iyi ürünlere insanlar ulaşabilsin diye 4 yıldır çalışıyorum.”
Pateriça’dan gelen şifa, Patricia Naturals Cunda

Pateriça’nın değerli ürünlerini bize sunan Patricia Naturals’in kurucusu Aslı İnal kendi hikayesini şöyle aktarıyor:
“Pateriça, Cunda’nın bir bölgesi. İsmini yunanca “koltuk değneği” kelimesinden alıyor. Orijinal yazımını merak ederseniz şöyle bir şey; “πατερίτσα” Pateriça’nın benim hayatıma girişi 90’ların başında, bu bölgedeki bir zeytinlikte bir bağ evimizin olmasıyla başlıyor . Şebeke suyu, yolu ve elektriği olmayan bu yerde kesintisiz onlarca yaz geçiriyoruz. Zeytin, armut, karadut ağaçlarının tepelerinden inmeyen, böğürtlen ve kum zambağı toplayan, tüm gün denizde kalıp tuzdan ağzı burnu şişen, kalkıp karşı kıyaya yüzen, Pina toplayan, balık avlayan bir çocukluk geçirdim orada. Şimdi oralarda çok şey değişse de biz ailece bu bölgede bulunan zeytin bahçelerimizi işleyerek yağ üretmeye devam ediyoruz.
Oğlumun doğumunda sonra kurumsal hayata son verip kendimle daha fazla baş başa kalınca, bana iyi gelenin özüme dönmek olduğunu keşfettim. Oğlumu kimyasallardan korumaya çalışırken de Doğal Sabun yapımıyla tanıştım. Merak ettim, eğitimler aldım, okumalar yaptım. Denedim yanıldım, çok ama çok yanıldım. Bu sevdanın peşinde Marsilya’ya kadar gidip sabun araştırdım. Sonunda; paketleme, isim, tescil, şirket, yalnızlık, korku, endişe, hayal ve çokça emek dolu geçen yıllar boyunca buraya vardım. Ona beni zeytine, doğaya aşık eden yıllarımı geçirdiğim Cunda’nın Pateriça’dan esinlenerek Patricia adını verdim. Bu yeni bebeği sizinle buluşturmak için sabırsızlanıyorum.
Desteğiniz ve bu yoldaki eşliğiniz için çok teşekkür ederim. Hepimize şifa olsun!”
Patricia Naturals Cunda artık Çarşı’da!
Yün ve keçeden çantalar, Freyja Concept

Freyja Concept ekibi hikayesini şöyle aktarıyor:
“Freyja Concept olarak sık seyahat eden iş insanları ve öğrenciler için fark yaratan, kullanışlı, hem spor hem de şık, her desenin sadece size özel olduğu çantalar üretiyoruz.
Yün çok özel bir materyaldir, endüstriyel yollarla işlemezseniz sentetik boyayı da kabul etmez. Piyasadaki yün türevi malzemeler ya da keçelerin birçoğu sentetiktir ve maalesef keçenin taşıdığı önemli özelliklere sahip değildir. Bu yüzden keçecilik zanaati zahmetli olduğu kadar doğa dostudur çünkü ham yünün yapısı bozulmadan işlemenin ve boyamanın sırrı bu zanaatin inceliklerinde gizlidir.
Keçe literatürde medeniyetin ilk kumaşı olarak geçer. Hafif ama mukavemeti yüksektir, elektriği minimalize eder, doğada biyolojik olarak parçalanabilir ve tutuşmaz.
Amacımız bu kadar özel bir materyali dünyaya duyurmak ve bir marka haline getirip ülkemizde istihdam sağlamak olunca, ismi de hem global olmalıydı hem de keçe gibi eskilerden gelmeliydi. Bunun için de mitolojik kahramanlar hakkında araştırma yapmaya başladık. Bir hayalle başlayan bu maceraya da günümüze kadar büyüsünü kaybetmemiş bir kadın tanrıça neden can vermesin diye düşündük, en çok içimiz Freyja’ya ısındı.
Freyja İskandinav mitolojisinde bolluk ve bereket tanrıçası olarak geçiyor. İki kedinin çektiği bir savaş arabasında resmedilen sarışın bir kadın aslında. Logomuzdaki kedi buradan geliyor. Marka kurucumuz Busena ÇELİK ZÜMBÜL bir kadın girişimci olarak, güçlü ve savaşçı ruhlu bir tanrıçadan esinlenerek markanın bu ismi almasına karar verdi.”
Freyja Concept artık Çarşı’da!
Bir Cevap Yazın